Kırılma 1. Bölüm
Gözlerimi açtığımda tanıdık ama bir o kadar da yabancı bir karanlıkla karşılaştım. Yatağımın yumuşaklığı, odamın kokusu her zamanki gibiydi. Ama içimde bir şeyler değişmişti. Sanki dün gece bambaşka bir evrende uyumuş ve bu sabah başka bir benlikle uyanmıştım. Bu hissin ne olduğunu çözmeye çalışırken, yataktan kalktım ve pencereye doğru yürüdüm.
Dışarıda her şey normal görünüyordu. Güneş usulca yükseliyor, kuşlar neşeyle ötüyordu. Komşuların bahçelerindeki çiçekler rengarenk açmış, sabahın tazeliğini müjdeliyordu. Ama bu sakin manzara içimdeki fırtınayı dindirmeye yetmiyordu. Derin bir nefes aldım ve kendime bugün her şeyin yoluna gireceğini söyledim. Belki de sadece kötü bir rüyaydı ve uyanınca her şey normale dönecekti.
Geçmişin İzleri
Kahvaltı hazırlarken dün geceyi hatırlamaya çalıştım. Akşam yemeğinde ailemle birlikteydik, her zamanki gibi sohbet edip gülmüştük. Sonra televizyon izlemiş ve erken yatmıştım. Hiçbir olağanüstü durum yoktu. Peki bu garip his nereden geliyordu? Belki de yaklaşan doğum günümün getirdiği stres ve beklentilerdi. 25 yaşına basmak, hayatımın bir dönüm noktası olmalıydı. Ama bu dönüm noktasının bu kadar sarsıcı olacağını tahmin etmemiştim.
Ailemle birlikte yaşadığım bu ev, benim için güvenli bir limandı. Çocukluğumun geçtiği bu odada, hayaller kurmuş, sevinçler yaşamış ve hüzünler atlatmıştım. Her bir eşya, her bir fotoğraf benim için ayrı bir anlam taşıyordu. Ama bugün, bu anlamlar sanki solmuş gibiydi. Sanki bu eşyalar benimle değil, başka birine aitmiş gibiydi. Bu his beni derinden yaralıyordu.
Aynadaki Yabancı
Kahvaltımı bitirdikten sonra banyoya gittim. Aynada kendime baktım. Gözlerim her zamanki gibi kahverengiydi, saçlarım dağınık ve yüzümde hafif bir yorgunluk vardı. Ama bu yüz, sanki benim yüzüm değilmiş gibiydi. Sanki bir maske takmışım ve o maskenin ardında bambaşka bir insan saklanıyormuş gibiydi. Bu yabancılık beni korkutuyordu. Kimdim ben? Nereye aittim?
Günlerdir üzerinde çalıştığım proje aklıma geldi. Şirketteki en önemli görevlerden biriydi ve başarılı olmam gerekiyordu. Ama bu projeye odaklanmakta zorlanıyordum. Sanki zihnim bulanıklaşmış ve düşüncelerim karmakarışık hale gelmişti. Kendimi toparlamaya çalıştım ve derin bir nefes alarak ofise gitmek için hazırlandım.
Şirketteki Gerginlik
Ofise vardığımda ortam her zamanki gibi yoğundu. Herkes işine odaklanmış, projelerini yetiştirmeye çalışıyordu. Ama bugün, bu yoğunluk bana daha da boğucu geliyordu. Sanki herkes bir yarışın içindeydi ve ben bu yarışın dışında kalmıştım. Masama oturdum ve bilgisayarımı açtım. E-postaları kontrol ettim ve yapılacaklar listesine baktım. Ama hiçbir şey beni heyecanlandırmıyordu. Sanki her şey anlamsız ve boşunaymış gibiydi.
Proje yöneticisi yanıma geldi ve benimle konuştu. Projenin durumu hakkında bilgi aldı ve bazı tavsiyelerde bulundu. Onunla konuşurken kendimi rahatsız hissettim. Sanki beni anlamıyordu ve benimle aynı frekansta değildi. Onun sözleri bana bir şeyler ifade etmiyordu ve ben de ona kendimi anlatmakta zorlanıyordum. Bu iletişim kopukluğu beni daha da yalnız hissettirdi.
Beklenmedik Karşılaşma
Öğle yemeği için dışarı çıktım. Hava güneşli ve sıcak olmasına rağmen içim üşüyordu. Bir kafeye oturdum ve kahve sipariş ettim. Kahvemi yudumlarken etrafıma bakındım. İnsanlar gülüyor, sohbet ediyor ve hayatın tadını çıkarıyordu. Ama ben, bu kalabalığın içinde yapayalnızdım. Sanki görünmez bir duvar beni onlardan ayırıyordu.
Tam o sırada, göz göze geldiğim birini fark ettim. Karşı masada oturan bir kadındı. Gözleri derin ve anlamlıydı. Sanki içimi okuyordu ve ne hissettiğimi biliyordu. Gülümsedi ve bana doğru yaklaştı. “Merhaba,” dedi. “Benim adım Elif.”
Elif’in sesi sakin ve güven vericiydi. Onunla konuşmaya başladığımda içimde bir rahatlama hissettim. Sanki uzun zamandır aradığım birini bulmuştum. Ona içimi döktüm, hissettiklerimi anlattım. O da beni sabırla dinledi ve bana destek oldu. Onunla konuşmak, bana iyi gelmişti. Sanki içimdeki karanlık biraz olsun aydınlanmıştı.
Elif, bana hayatın anlamını sorgulamam gerektiğini söyledi. Belki de bu garip his, hayatımda bir şeylerin değişmesi gerektiğinin bir işaretiydi. Belki de konfor alanımın dışına çıkmalı ve yeni maceralara atılmalıydım. Onun sözleri beni düşündürmeye başladı. Belki de kırılma başlamıştı ve yeni bir benliğe doğru yol alıyordum.
Eve Dönüş
Ofise geri döndüğümde kendimi daha iyi hissediyordum. Projeye odaklanabildim ve işlerimi tamamladım. Akşam eve geldiğimde ailemle birlikteydik. Onlarla sohbet ettim ve onlara da hissettiklerimi anlattım. Onlar da beni destekledi ve bana yardımcı olmaya çalıştılar. Ailem, benim için her zaman en büyük destek kaynağı olmuştu.
Yatağıma yattığımda Elif’in sözleri aklıma geldi. Hayatımın anlamını sorgulamalıydım. Belki de bu kırılma, beni daha iyi bir insan yapacaktı. Belki de bu kırılma, beni gerçek benliğime kavuşturacaktı. Derin bir nefes aldım ve uykuya daldım. Bu gecenin, yeni bir başlangıcın habercisi olmasını diledim.
Umarım yarın, her şey daha farklı olur.