Kaçış 1. Bölüm
Gözlerimi açtığımda, zifiri karanlık bir odadaydım. Ne nerede olduğumu, ne de buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Başım zonkluyordu ve ağzımda metalik bir tat vardı. Panik yavaş yavaş içime işlerken, etrafımı anlamlandırmaya çalıştım. Duvarlar soğuk ve nemliydi. Hafif bir küf kokusu havayı dolduruyordu. Ellerimi yokladığımda, sert bir zeminde oturduğumu fark ettim. Üzerimde ince bir örtü vardı, ama bu soğuğu engellemeye yetmiyordu.
Karanlığa alışmaya başladıkça, odanın şeklini seçebiliyordum. Küçük, kare şeklinde bir hücreydi burası. Bir köşede paslı bir kova duruyordu. Duvarlarda çizikler ve karalamalar vardı. Sanki buraya hapsedilmiş insanlar, zamanlarını bu şekilde geçirmeye çalışmışlardı.
“Alo? Kimse var mı?” diye bağırdım. Sesim odada yankılandı, ama bir cevap gelmedi. Tekrar bağırdım, bu sefer daha yüksek sesle. Yine sessizlik. Yalnızdım. Tamamen yalnız.
Panik atağım tetiklenmek üzereydi. Sakinleşmeye çalıştım. Derin nefesler alıp vererek, aklımdaki karmaşayı uzaklaştırmaya çalıştım. Önce durumu değerlendirmem gerekiyordu. Neredeydim? Beni kim buraya getirdi? Ve en önemlisi, buradan nasıl kurtulacaktım?
Belleğimdeki Boşluk
Hafızamı zorladım. En son ne yaptığımı hatırlamaya çalıştım. Parçalar halinde görüntüler gelip geçiyordu zihnimden. Bir kalabalık, bir sokak, bir araba farı… Ama net bir anı yakalayamıyordum. Sanki birisi belleğimi silmişti. Bu durum beni daha da korkutuyordu. Kim böyle bir şeyi neden yapardı?
Çaresizce duvarlara yaslandım. Belki bir kapı, bir pencere bulabilirdim. Ama duvarlar pürüzsüzdü. Sadece çizikler ve karalamalar vardı. Birkaçında silik isimler yazıyordu. Belki de buraya benden önce hapsedilmiş olanların isimleriydi bunlar.
Umutsuzluğa kapılmamam gerekiyordu. Bir çıkış yolu bulmalıydım. Etrafıma daha dikkatli bakmaya karar verdim. Belki karanlıkta göremediğim bir şey vardı.
Duvarlardaki Şifre
Duvarları tekrar tekrar yokladım. Bu sefer daha yavaş ve dikkatliydim. Parmaklarım bir noktada hafif bir çıkıntıya takıldı. Daha yakından incelediğimde, bunun bir çizik olduğunu fark ettim. Ama bu sıradan bir çizik değildi. Sanki birisi buraya bir şey yazmıştı. Karanlıkta tam olarak okuyamıyordum, ama harfleri seçebiliyordum.
Örtüyü yerden alıp, duvardaki çiziğe doğru tuttum. Örtüdeki hafif toz, çizikleri daha görünür hale getirdi. Yavaş yavaş harfleri okumaya başladım.
“K…A…Ç…I…Ş…Y…O…L…U…G…Ü…N…E…Ş…B…A…T…I…Ş…I…”
“Kaçış yolu güneş batışı…” Ne anlama geliyordu bu? Bir şifre miydi? Yoksa sadece umutsuz birinin rastgele karalamaları mı?
Güneş batışı… Düşünmeye başladım. Belki de kaçış yolunun yeri, güneşin battığı yöndeydi. Ama odada pencere yoktu. Güneşin nerede battığını nasıl bilecektim?
Odanın tavanını inceledim. Tavanda küçük bir delik vardı. Belki de havalandırma deliğiydi. Delikten dışarıyı göremiyordum, ama belki de güneşin ışınları gün içinde bu delikten içeri sızıyordu.
Gün boyunca deliği gözlemlemeye karar verdim. Güneşin hareketlerini takip etmeye çalışacaktım. Eğer şifre doğruysa, güneşin battığı yön bana kaçış yolunu gösterecekti.
Zamanın Geçişi
Zaman geçmek bilmiyordu. Dakikalar saatlere, saatler günlere dönüşüyordu sanki. Karnım gurulduyordu ve susamıştım. Ağzımdaki metalik tat daha da belirginleşmişti. Ama pes etmemeye kararlıydım.
Gün boyunca tavandaki deliği gözlemledim. Öğlen saatlerinde güneş ışınları delikten içeri sızdı. Işık huzmesi odanın ortasına düşüyordu. Akşam saatlerine doğru, ışık huzmesi yavaş yavaş kaymaya başladı. Sonunda, ışık huzmesi duvardaki çiziklerin üzerine düştü.
“Kaçış yolu güneş batışı…” Şifre doğru olabilirdi. Güneşin battığı yön, duvardaki çiziklerin olduğu yöndü. O duvarda bir şey olmalıydı.
Duvarı tekrar yokladım. Bu sefer daha dikkatliydim. Çiziklerin olduğu bölgeyi özellikle inceledim. Ve sonunda, parmaklarım küçük bir girintiye takıldı. Bu bir düğme olmalıydı.
Umut Işığı
Düğmeye bastım. Hiçbir şey olmadı. Tekrar bastım. Yine hiçbir şey. Umudumu kaybetmek üzereydim ki, duvarda hafif bir gıcırtı duydum. Gözlerim karanlığa alışkın olduğundan, duvardaki küçük bir çatlağı fark ettim. Çatlak yavaş yavaş büyüyordu. Bir kapı açılıyordu!
Kalbim deli gibi atıyordu. Kaçış yolunu bulmuştum! Kapı tamamen açıldığında, karşımda karanlık bir koridor belirdi. Koridorun sonunda hafif bir ışık parlıyordu.
Derin bir nefes aldım ve koridora doğru ilerledim. Ne beklediğimi bilmiyordum, ama bu hücrede kalmaktan daha iyi olacağına emindim. Kaçışım başlamıştı…
(Devamı Gelecek…)