Kader 1. Bölüm

Kader 1. Bölüm: Bir Başlangıç Gökyüzü, İstanbul’un üzerine çöken kış akşamında kurşuni bir renge bürünmüştü. Yağmur ince ince çiseliyor, sokak lambalarının ışığı altında parıldayan kaldırımlar, şehrin yorgunluğunu daha da belirginleştiriyordu. Bu yorgunluğun en derin izlerini taşıyanlardan biri de, sırtında eski bir palto, yüzünde hayatın acımasız tokadını yemiş bir ifadeyle yürüyen Ali’ydi. Ali, yirmi beş yıllık … Devamını oku

Fırtına 1. Bölüm

Fırtına 1. Bölüm Gökyüzü, az önce masmavi bir tuval gibi uzanırken, şimdi kurşuni bir renge bürünmüştü. Güneş, bulutların ardına saklanmış, sanki yaklaşan tehlikeyi seziyor gibiydi. Deniz 1. bölüm, normalde dingin ve davetkar olan o haliyle vedalaşmış, köpüklerle dans eden hırçın dalgalara ev sahipliği yapmaya başlamıştı. Kasabanın sakinleri, bu ani değişime alışkındı. Burası, Ege kıyısında, fırtınalarıyla … Devamını oku

Kaçış 1. Bölüm

Kaçış 1. Bölüm Gözlerimi açtığımda, zifiri karanlık 1. bölüm bir odadaydım. Ne nerede olduğumu, ne de buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Başım zonkluyordu ve ağzımda metalik bir tat vardı. Panik yavaş yavaş içime işlerken, etrafımı anlamlandırmaya çalıştım. Duvarlar soğuk ve nemliydi. Hafif bir küf kokusu havayı dolduruyordu. Ellerimi yokladığımda, sert bir zeminde oturduğumu fark ettim. Üzerimde … Devamını oku

Gölge 1. Bölüm

Gölge 1. Bölüm Şehir, üzerine çöken sis perdesiyle birlikte daha da tekinsiz bir hal almıştı. Gökdelenlerin tepeleri görünmez olmuş, neon ışıkları sisin içinde boğulur gibiydi. Bu şehirde, suçun ve gizemin kol gezdiği bu metropolde, ben de kendi gölgemin peşindeydim. Adım Arın, eski bir polis memuru, şimdilerde ise özel dedektif. Rozetimi bırakalı uzun zaman olmuştu, ama … Devamını oku

Uyanış 1. Bölüm

Uyanış 1. Bölüm Gözlerimi açtığımda, ilk hissettiğim şey yoğun bir baş ağrısıydı. Sanki kafamın içinde bir orkestra son ses provasını yapıyordu. Etrafıma baktım. Karanlık 1. bölüm, nemli ve soğuk bir ortamdaydım. Nerede olduğumu, buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Hafızam, sisli bir sabaha benzeyen bulanık bir perdenin arkasına gizlenmişti. Yavaşça doğrulmaya çalıştım. Vücudum tutulmuş, kaslarım kaskatıydı. Sanki … Devamını oku

Dönüşüm 1. Bölüm

Dönüşüm 1. Bölüm Gökyüzü, her zamanki gibi, griye çalıyordu. İstanbul’un kasvetli havası, içimde biriken karmaşık duygulara eşlik ediyordu sanki. Adım attığım her kaldırım taşı, geçmişten bir anıyı fısıldıyordu kulağıma. Burası, büyüdüğüm, hayaller kurduğum, ilk aşkımı yaşadığım şehirdi. Ama aynı zamanda, hayal kırıklıklarımın, kayıplarımın ve pişmanlıklarımın da mekanıydı. Elimdeki kahve bardağı, ısısını yavaş yavaş kaybediyordu. Soğuk, … Devamını oku

İz 1. Bölüm

İz 1. Bölüm Gözlerimi açtığımda, zifiri karanlığın içinde olduğumu fark ettim. Ne nerede olduğumu, ne de buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Panik yavaş yavaş içime işlerken, etrafımı anlamlandırmaya çalıştım. Soğuk ve nemli bir zemin üzerinde yatıyordum. Duvarlar sanki üzerime geliyordu, daracık bir alana sıkışmıştım. Ellerimi uzattığımda pürüzlü, taş gibi bir yüzeye dokundum. Burası bir mahzen miydi? … Devamını oku

Sır 1. Bölüm

Kasvetli bir sonbahar akşamıydı. Rüzgar, yaprakları hışırdatarak, sanki bir sırrı fısıldarcasına esiyordu. Yağmur damlaları, camları döverek, içimde tuhaf bir huzursuzluk yaratıyordu. Oturduğum eski koltuk, yılların yorgunluğunu taşıyor, her gıcırtısı geçmişin bir yankısı gibiydi. Elimdeki kahve fincanı, içindeki sıcaklıkla beni bir nebze olsun ısıtmaya çalışıyordu, ama nafile… İçimdeki soğukluk, dışarıdaki havadan daha da derindi. Adım Elif. … Devamını oku

Kırılma 1. Bölüm

Kırılma 1. Bölüm Gözlerimi açtığımda tanıdık ama bir o kadar da yabancı bir karanlıkla karşılaştım. Yatağımın yumuşaklığı, odamın kokusu her zamanki gibiydi. Ama içimde bir şeyler değişmişti. Sanki dün gece bambaşka bir evrende uyumuş ve bu sabah başka bir benlikle uyanmıştım. Bu hissin ne olduğunu çözmeye çalışırken, yataktan kalktım ve pencereye doğru yürüdüm. Dışarıda her … Devamını oku

Yükseliş 1. Bölüm

Güneş, Kadıköy’ün dar sokaklarına sızmaya çalışırken, Ali uykusundan sıçrayarak uyandı. Betonarme binaların arasında sıkışmış, tek odalı, rutubetli evinde hayat, her sabah aynı umutsuzlukla başlardı. Saatin alarmı çalmadan uyanmasının sebebi, ne erken kalkma alışkanlığı ne de içindeki motivasyondu; aksine, dışarıdaki hayatın gürültüsüydü. Çöp kamyonunun uğultusu, martıların çığlıkları ve erken kalkan simitçinin “Taze simit!” naraları, onun doğal … Devamını oku