Derin Düşüş 1. Bölüm

Derin Düşüş 1. Bölüm: Beklenmedik Bir Başlangıç Hayat bazen hiç beklemediğiniz anda sizi derinden sarsar. Her şeyin yolunda gittiğini düşündüğünüz bir anda, adeta bir girdabın içine çekilirsiniz. İşte benim hikayem de böyle başladı. Derin Düşüş, sadece bir çöküş hikayesi değil, aynı zamanda yeniden doğuşun, umudun ve direncin de hikayesi. Bu, Derin Düşüş’ün ilk bölümü. Hazırsanız, … Devamını oku

Derin İz 1. Bölüm

Derin İz 1. Bölüm: Kayıp Umutların Gölgesinde Bir Başlangıç Hayat bazen derin bir iz bırakır. Bu iz, geçmişin acı hatıralarını, kayıp umutları ve geleceğe dair belirsizliği temsil eder. İşte tam da bu noktada, ‘Derin İz’ hikayesi başlıyor. Bu ilk bölümde, okuyucuyu gizemli bir atmosfere, karmaşık karakterlere ve çözülmesi gereken bir sırra davet ediyoruz. Karakterler ve … Devamını oku

Kilit Gözyaşı 1. Bölüm

Kilit Gözyaşı 1. Bölüm: Bir Efsanenin Doğuşu Kilit Gözyaşı, adını sıkça duyduğumuz, gizem ve merak uyandıran bir kavram. Peki, tam olarak nedir bu Kilit Gözyaşı? Nereden geliyor, ne anlama geliyor ve neden bu kadar ilgi çekiyor? Bu makale serimizde, Kilit Gözyaşı efsanesinin derinliklerine inecek, kökenlerini araştıracak ve bu gizemli olgunun ardındaki sır perdesini aralamaya çalışacağız. … Devamını oku

Kırgın Kırılma 1. Bölüm

Kırgın Kırılma 1. Bölüm: Umutların Kırıldığı An Hayat, beklenmedik anlarda savurduğu darbelerle insanı sınar. Kimi zaman küçük bir sarsıntı, kimi zaman ise yıkıcı bir deprem misali, umutları paramparça eder, hayalleri enkaza çevirir. İşte, Kırgın Kırılma’nın ilk bölümünde, tam da bu yıkıcı anın, kırılma noktasının hikayesine tanık oluyoruz. Bu bölüm, karakterlerimizin geçmişleriyle yüzleştiği, geleceğe dair umutlarının … Devamını oku

Fısıltı 1. Bölüm

Fısıltı 1. Bölüm: Başlangıç Her şey bir fısıltıyla başladı. Rüzgarın yaprakları okşarken çıkardığı o hafif hışırtı gibi, belirsiz ve nereden geldiği anlaşılmayan bir fısıltı. İlk başta önemsemedim. Kalabalık bir şehirde yaşıyordum ve her gün binlerce sesten bir araya geldiği bir kakofoniye maruz kalıyordum. Ama bu fısıltı farklıydı. Sanki doğrudan beynimin içinde yankılanıyordu. Şehrin Gürültüsü ve … Devamını oku

Davet 1. Bölüm

Davet 1. Bölüm Kasabanın meydanındaki saat kulesi öğleni çalarken, Elif postacı Ali’nin elinden aldığı zarfı heyecanla inceledi. Zarfın üzerindeki el yazısı tanıdıktı; teyzesi Ayşe’ye aitti. Ayşe Teyze, Elif’in annesinin kız kardeşiydi ve yıllardır uzakta, Ege kıyısındaki küçük bir sahil kasabasında yaşıyordu. Elif, teyzesini en son çocukken görmüştü, o yüzden zarfın içindeki davet onu hem şaşırtmış … Devamını oku

Geçmiş 1. Bölüm

Geçmiş 1. Bölüm: Küller Altında Bir Başlangıç Güneş, batmak üzereydi ve kızıl ışıkları, yıkık dökük şehrin üzerinde dans ediyordu. Taş yığınları, bir zamanlar görkemli binaların kalıntılarıydı. Rüzgar, acı bir ağıt gibi esiyordu; sanki geçmişin hayaletleri, kaybettikleri ihtişamı arıyordu. Ben, Elara, bu enkazın ortasında, hayatta kalmaya çalışan bir avuç insandan biriydim. Doğduğumda, dünya böyle değildi. Büyükbabamın … Devamını oku

İsyan 1. Bölüm

İsyan 1. Bölüm Gökyüzü, her zamanki gibi, griye çalıyordu. Ama bugün, o gri tonu, içimde büyüyen fırtınanın bir yansıması gibiydi. Şehrin kalabalığı içinde kaybolmuş, sırtımda taşıdığım yükle ilerliyordum. O yük, sadece birkaç parça eşyadan ibaret değildi; geçmişin acı hatıraları, geleceğe dair belirsizlikler ve içimde biriken öfke de o yükün bir parçasıydı. Sessizliğin Sonu Adım Elif. … Devamını oku

Yolculuk 1. Bölüm

  Yolculuk 1. Bölüm Gözlerimi açtığımda, tanıdık ama bir o kadar da yabancı bir manzarayla karşılaştım. Güneşin ilk ışıkları, eski ahşap panjurların arasından süzülerek odama doluyordu. Bu oda… Büyükannemin köydeki eviydi. Buraya en son ne zaman geldiğimi hatırlamıyordum bile. Belki de on yıl olmuştur. Şehir hayatının koşturmacası, beni bu huzurlu köşeden uzaklaştırmıştı. Doğrusu, buraya gelmek … Devamını oku

Kader 1. Bölüm

Kader 1. Bölüm: Bir Başlangıç Gökyüzü, İstanbul’un üzerine çöken kış akşamında kurşuni bir renge bürünmüştü. Yağmur ince ince çiseliyor, sokak lambalarının ışığı altında parıldayan kaldırımlar, şehrin yorgunluğunu daha da belirginleştiriyordu. Bu yorgunluğun en derin izlerini taşıyanlardan biri de, sırtında eski bir palto, yüzünde hayatın acımasız tokadını yemiş bir ifadeyle yürüyen Ali’ydi. Ali, yirmi beş yıllık … Devamını oku